Eternal Sunshine of the Spotless Mind’da “unutkanlar şanslıdır” denir. Eğer benimki gibi lanetli bir hafızan varsa, unutmak istediğin meselenin canını ne kadar acıttığıyla pozitif korelasyon gösteren bir davranış modeli sergileyerek konuyu “mümkünse o bölümünü sildirmek istiyorum”a kadar götürebilirsin.
Unutkanlar “şanslı”dır. Hayatın kahrını çekmez; pişman, perişan “olmaz”lar.
Pekiyi…
Unuttuğun, ya da yüzleşmediğin mi diyelim, her neyse o an için geçmiş, bitmiş olabilir. Bir insanı (sevgiliyi mi demeliyim?) unutmaksa mesele, işte o zaman işinin biraz daha zor olacağını üzülerek söylemek istiyorum.
En unutulmaz kadın ya da adamı asgari 3 (yazıyla üç) senede silebileceğini söyleyen bilim insanları var. Bu süre O’nu silmek için makul ve mantıklı görünebilir, peki ya unutmak O’nunla geçirdiğin zamanlarda geliştirdiğin davranış modellerini, gördüğün her kadında / adamda O’na ait izleri aramanı engelleyecek mi?
Yazar Gökçe İspi Turan’ın Arabada Kim Var kitabında ilettiği gibi; O’na ait her şeyi çabucak silmek için kendince metodlar geliştirmek bir yöntemdir. Mesela; uzak yerlere gidilebilir, ortak tüm arkadaşlarla ilişki kesilebilir, tüm fotoğraflar yanabilir ve mektuplar iadeli taahütlü postalanabilir.
Diğer bir yöntem ise, ‘Çivi çiviyi söker aslanım!’ söylemleriyle O’na tıpa tıp benzeyen bir başkası bulunur. Geliştirilen bu yöntemlerle avunmak, morfin yemiş akla takla attırarak konuyu bilinçaltına atmak gibi bir kandırmacaya sebebiyet verir ki, bu zokayı yememeni öneriyorum.
Unutma ki, hangi yöntemi kullanırsan kullan, bu tür durumlarda bilinçaltı çalışmaya devam ederek yaptığın seçimler seni bin pişman edebilir. Çünkü bu yöntemlerin hiçbirinin, bugün olmasa da, gelecekte bir köşe başında yüzleşmek zorunda olduğun tatsız detaylar olarak karşına çıkacağını söylemeden geçemeyeceğim.
Konuyu özetlemem gerekirse; birini unutmak için kendince yöntemler geliştirmek manasız, nedeni, mesele ‘aşk’sa, bu tür yöntemler O’nun bir gün karşına çıkacağı gerçeğini değiştirmeyecek, aksine, kalbin bir ömür boyunca ortalama 2.5 milyar defa attığını düşünürsek, bu atışları hızlandıran her şeye teşekkür etmen aslında işini kolaylaştıracaktır.
Zira, ‘aşk’a mütevellit bir zat-ı şahane olarak, durumun Joel’un Clementine’i unutmak için yaptığı gibi, hafızanın bir bölümünü sildirerek geçmişinden kaç(ama)mana neden olacak ve kaçamadığın her an, öncelikle yaşadığın kötü şeyleri silerek sadece mutlulukları hatırlayacağın bir bellek olarak karşına çıkacak. Bu nedenle diyorum ki unutman gereken ne varsa, zamanında hallet ve kurtul. Yöntem muazzam da; uygulanabilir mi, bilemiyorum.