November 2024
SunMonTueWedThuFriSat
272829303112
3456789
10111213141516
17181920212223
24252627282930
1234567
 

Depresyonla Başa Çıkma Yolu Olarak "Yok Sayma" Yanılgısı

Canın hiç bir şey yapmak istemez. Hayattan zevk almazsın. Ufacık şeyler bile çok zor gelir. Elinde olsa yataktan hiç çıkmayıp hayatın sana dokunmadan geçip gitmesini bekleyebilirsin. Enerjin düşük. Ağlama krizleri… Sinir bozukluğu… En son ne zaman gülmüştün? Sahte olanlardan bahsetmiyorum. İçten gelen, tüm yüreğinle en son ne zaman kahkaha atmıştın? Kelebek gibi hafif hissettiğin anlar ne zamandı? Depresyondayken o anlar ufukta görünmüyor, çok uzakta kaldı o günler artık. Bu durumdan hemen çıkmak lazım… Depresyonu YENMEK gerek değil mi? Her yerde depresyonu nasıl yeneceğimize yönelik öneriler var zaten. Pozitif düşün, egzersiz yap, gülümse, şu terapiden yararlan, şu ilacı iç. Çoğunu uyguladın, ilaç da içiyorsun, tamam artık en azından eskisi gibi ağlama krizleri yok. Ancak depresyonu yendin mi? Gerçekten mi? Yoksa kendini uyuşturup, sorunları erteledin sanarak öteledin mi? Duygu ve duyularını görmezden gelerek, ‘her şey düzeldi artık, ben de iyiyim’ mi diyorsun? Pekiyi, o yok saydığın duygu ve duyular ne olacak? Ya bir gün -mesela ilacı bıraktığında - katlanarak patlarsa? Cevabı duyar gibiyim: ‘Bunları düşünmek bile istemiyorum!’

Neden depresyonu yenmeye çalışırız? Hayatta, bize olumlu gelen şeyleri çabucak kabul ederken, olumsuzları neden yok etmeye, yok saymaya hemen çözmeye ve hep iyi olmaya, iyi hissetmeye çalışırız. Nerede dualite[1]gerçeği? Güzel anlar ancak kötü anların yanında anlam kazanmıyor mu? ‘Hissetmediğin şeyi –gerekmediği sürece- yapma’der birlikte çalıştığım Zen ustası.

Pekiyi, o zaman iliklerine kadar hissettiğin bir şeyi ‘yokmuş’ gibi yapmak niye? Ne olur acaba bir gün ‘depresyon: evet, seni kabul ediyorum, gel yapabileceğin her ne ise yap. Ağlıyorum, sızlıyorum, kötü hissediyorum ama neysen, seni kabul ediyorum’ diyebilme cesaretini göstersek? Bu his neyse, baksak nasıl bir şeymiş, sadece izlesek, biraz zaman tanısak kendimize ve o hislere? Belki de yolunda gitmeyen bir şeyi göstermeye çalışıyordur: ‘Hey, kendini çok ihmal ettin, biraz etrafı bırak da kendinle ilgilen artık!’ ‘Tepki görmeyen etki yok olmaya mahkûmdur’ ya da ‘En büyük tepki, tepkisizliktir!’ Bu etkiyi tepki göstermeden önce bir kabul etsek? Bir baksak, onu tanısak… Bakalım neler oluyor.

Nerede kendi gücün? İraden nerede? Sınırların ne kadar, gerçekten sandığın kadar mı, yoksa çok daha mı fazlası? Denemeden bilemeyeceksiniz! Belki de başına gelen bu kötü şeyler kendi gücünü görebilmen için bir fırsattır. Bak bakalım cesur tarafın ne diyor, irade gücün neler fısıldıyor. Dinle. Sadece dinle...

Denemeye değmez mi?

Makalem hakkında, görüş ve önerilerinizi http://www.hayatadokun.net/?page_id=6 sayfasından bana iletebilirisiniz. Hayata Dokun ilke kararları gereğince kimlik ve iletişim bilgileriniz 3. Kişi ve kurumlarla paylaşılmayacaktır.

Sevgi ve Saygılarımla.

Selin Avcılar

 
Hayata Dokun Derneği Kütüphanesi

Eğitimin sosyal hayatın desteklenmesi gereken yegane unsur olduğunu öngören Derneğimiz, 2012 yılından bu yana; Van, Muş, Tekirdağ, Diyarbakır, Trabzon ve İzmir illerindeki köy okullarına kütüphaneler açmaktadır. Her yıl ortalama 5 kütüphane açan derneğimizin...
DEVAMI...


Jehan Barbur Şarkılarıyla Hayata Dokunuyor Konseri

Sanatçı Jehan Barbur’un Hayata Dokun Derneği yararına verdiği konser İstanbul Bilgi Üniversitesi Mezunlar Derneği desteğiyle 26 Nisan 2013’te Bilgi Üniversitesi Kuştepe Ka...
DEVAMI...


Hayata Dokun’an Üniversiteler

2010’dan bu yana her yıl İstanbul Merkezli tüm devlet ve belli başlı özel üniversitelerde yapılan üniversite öğrencilerine yönelik gerçekleştirilen konferans...
DEVAMI...


Tüm projeler için tıklayınız