Dünya Sağlık Örgütü [1], kişinin kendisine, bir başkasına, bir gruba veya bir topluma karşı yaralama, ölüm, psikolojik zarar, gelişme geriliği ya da yoksunlukla sonuçlanan ya da sonuçlanma olasılığı yüksek olan kasıtlı fiziksel güç ya da yetki kullanımına yönelik tehdidi ya da kullanımı şiddet olarak tanımlar.
Tanım biraz karmaşık gelebilir; bu tanımı biraz daha açmak gerekirse; şiddet davranışı, kişinin kendisine (intihara teşebbüs ya da intihar etme), bir başkasına (tanıdığı ya da tanımadığı), bir gruba ya da topluma (çatışma ya da savaş) yönelik olarak ortaya çıkar. Şiddet genellikle kasıtlıdır. Şiddetin yaralama, ölüm, psikolojik zarar, gelişme geriliği ve yoksunluk gibi sonuçları vardır. Fiziksel olarak bir hasar vermese de tehdit de bir şiddet davranışıdır.
Hemen her gün gazete veya televizyonlarda bu kelimeyle ilgili bir haber okur ve görür olduk. İstemesek de bazen uygulayıcı bazen de uygulanan olarak şiddet, hayatımızın bir parçası. Öyle ki, ilk insanlardan Habil ve Kabil’e kadar süren hikayedeki gibi, şiddet, eskilerden günümüze değin var oldu, oluyor ve olacak.
Şiddetin arkasında yatan nedenlerle ilgili pek çok farklı bakış açısı bulunur. Bunlar; biyolojik, psikolojik ve toplumsal sebepler olarak inceleyebiliriz.
1. Biyolojik sebepler: Uygulayıcıların genellikle erkek olduğu ve saldırgan davranışların yaşlılıkla birlikte azalması erkeklik hormonları ile şiddetin ortaya çıkması arasında bir ilişki olduğunu göstermektedir. Ayrıca biyolojik nedenler arasında, şizofreni gibi bazı akıl hastalıkları gösterilebilir. Alkol ve uyuşturucu kullanımı da şiddet içeren davranışlar gösterilmesinde tetikleyici bir rol oluşturmaktadır.
2. Psikolojik sebepler: İnsan sosyal bir varlıktır. Doğumundan itibaren çevresinden bir şeyler alır ve çevresine bir şeyler katar. Şiddet içeren davranışlar taklit yoluyla öğrenilebilir. Özellikle küçük yaşlarda şiddet manzaralarına tanık olan; evde, okulda disiplinin sağlanması için şiddetin kullanıldığını gören çocuklar, benzer davranışları kendi yaşamlarında da sorun çözme becerisi olarak kullanıp istediklerini elde etmeye çalışırlar. Bazı ailelerde yetişkinler, çocuklarına sadece model olarak şiddet öğreten olmak dışında, özellikle erkek çocukları yaşıtlarına ve hatta bazen annelerine güç kullanmaları konusunda motive edilirler. Bu sebepledir ki, babalarının annelerini dövdüğünü gören erkek çocuklarının kendi eşlerine şiddet uygulama ihtimalleri anlamlı derecede artar.
3. Toplumsal sebepler: İnsanın şekillenmesinde önemli bir etken de sosyal çevredir. Çevrenin şiddeti nasıl algıladığı ve tanımladığı oldukça önemlidir. Şiddetin kimi durumlarda bazı insanlara uygulanmasının doğru karşılanması ve gerekliymiş gibi gösterilmesi, bireylerin bunu uygularken kendilerini haklı hissetmelerine sebep olur. Özellikle geleneksel toplumlarda problem çözme becerisi olarak yaygın bir şekilde kullanılan şiddet, kuşaktan kuşağa aktarılılır.
Yukarıdaki sebepler olabildiğince çoğaltılabilir, okuyan her birey kendinden bir şeyler ekleyebilir. İnsanları şiddete yönelten sebepler bu kadar fazla ve şiddet her birimize bu kadar yakınken neler yapabiliriz?
Öncelikle kendimizden, ailemizden ve çocuklarımızdan işe başlamalıyız.
İsteyerek veya istemeyerek yukarıdaki sebeplerin hangileri, ne kadar hayatımızda?
Çocuklarımızla ve çevremizle iletişim kurarken hangi yöntemlere başvuruyoruz?
Bu ve benzeri sorulara sağlıklı cevaplar verebilmek ve sorunları çözmek için; sağlıklı iletişim yöntemleri kullanmaya, beklenmedik olumsuzluklar karşısında sakin ve sabırlı olmaya, sorunları kaçıp görmezden gelmek yerine çözümlerini aramaya ve en önemlisi şiddetin aktarıcısı olmak istemiyorsak çocuklarımızı şiddet içeren sahnelere maruz bırakmamaya özen göstermeliyiz.
“Şiddet” konusunda paylaşmak istediğiniz makaleleri “Ben de yazdım” sayfamızdan http://www.hayatadokun.net/?cat=18 , sorularınızı ise “İletişim Formu” bölümümüzden http://www.hayatadokun.net/?page_id=6 bizlere ulaştırabilirsiniz. İlke kararımız gereğince istemediğiniz takdirde kişisel bilgileriniz III. Kişi, kurum ve www.hayatadokun.net ‘te açıklanmayacaktır.
Saygılarımla.
Fatih Arıca