November 2024
SunMonTueWedThuFriSat
272829303112
3456789
10111213141516
17181920212223
24252627282930
1234567
 

Masal

Bugün kadın konulu bir makale yerine bir değişiklik yapıp yine bir kadının masalını paylaşacağım sizlerle.

Zamanın birinde bir adamla bir kadın yaşarmış. Ayrı ayrı yerlerde… Birbirlerinden habersiz…Yorgun…Bitkin…Yalnız… Kırgın… Vazgeçmiş… Yarım…Habersizmiş adamla kadın bu ortak özelliklerinden.

Derken bir gün buluvermişler birbirlerini ama uzaktan uzağa konuşmuşlar sadece, kafalarında yine birbirlerinden habersiz aynı düşüncelerle ayrı yerlerde. Uzunca bir zaman böyle konuşmaya devam ettikten sonra adamla kadın yan yana gelmeye karar vermişler.



Kadın adamın gözlerine bakmayı istemiş, adam da kadını görebilmeyi. Önceleri içlerindeki merakı giderebilmek için daha sonra da birbirlerine ne kadar benzediklerini anlayarak hayretle bakmışlar birbirlerine: aynı kırgınlıklar, aynı telaşlar, aynı kalabalığın içindeki yalnızlıklar, sırf geçmiş olsun diye geçirilen harcanıp savrulan zamanlar, birbirinin aynı geçen günler, aynı boşluklar ve aynı benliğe dahi itiraf edilemeyen korkular…

Her ikisi de birlikteyken zamanın akıp gitmesini hiç istememiş. Adam, belki de ilk kez, bir kadının kalkıp gitmesini istememiş yanından.

Kadının da hiç içinden gelmemiş kalkıp gitmek. “Zaman dursa!” cümlesi geçip gitmiş her ikisinin de aklının bir köşesinden. Ama kadın daha korkakmış adamdan. Kalkıp gitmiş. Kendini dinlemek istemiş. Bir hayal kırıklığı daha yaşamak istememiş. Bunca zamandır dinlediği kalbinin yine yanılmasından ve yanıltmasından korkmuş. “Beyin olacağım, kalp değil!” diye diretip dururken kendine bir anda kalbi hatırlatıvermiş kendini. Şaşkın ve ne yapacağını bilmez halde, adamdan uzaklarda adamı düşünüp durmuş kadın.

Özlediğini fark etmiş. Özlendiğini de. Dayanamamış sonunda ve gitmiş adamın yanına. Aynı süre zarfında adam da kendini dinlemiş kadının da kendini dinlediğinden habersiz. Lakin adam daha cesur çıkmış kadından. Ellerini tutmuş, gözlerine bakmış, ta derine ve “Gitme!” demiş. “Gitme; ben değil biz olalım!” Kadın şaşkın. Kadın durgun. Kadın suskun. Kadın korkak. Ne söyleyeceğini bilememiş. Sonra anlatmış derdini. “Biliyorum,” demiş; “az çok biliyorsun ne düşündüğümü. Hissedebiliyorum. Seni severim, çok severim. Ama ya bir gün beni de almadan çekip gidersen, bir unutmayı daha kaldırabilir mi kalbim?” Adamın kadına cevabı “Sendeki cümlenin benim içimden geçen şekli de ya ben seni seversem ve sen beni bırakıp gidersen?” olmuş. “Farkında değil misin, korkularımız bile aynı bizim. Bu kadar incitilmişken sence biz incitebilir miyiz daha fazla birbirimizi?”

Kadın bakmış adamın gözlerine, “Kolay olmayacak,” demiş; “dayanabilir misin sen bendeki yalnızlığı kırmaya?” “Ben çok mu kalabalık görünüyorum sence?” demiş adam. “Göremiyor musun yoksa kalabalıklar içindeki yalnızı? Fark ettiğini sanmıştım ben oysaki.” Kadın yine susmuş. Fark etmiş elbette ki o da ama kendine itiraf edemiyormuş halen. Kendine itiraf edebilse rahatlayacakmış ve rahatlatacakmış belki de ama içindeki korku daha ağır basıyormuş. Aradan günler geçmiş. Kadın düşünmüş, düşünmüş, düşünmüş. Aklıyla kalbi savaşmış, savaşmış, savaşmış… Ama galip gelen olamamış.

Ne akıl üstün çıkmış ne de kalp. Beyni kalbine “Ya,” demiş; “birlikte bu kadar güzel, bu kadar değerli ve belki de kimsenin kolay kolay elde edemediği zamanlar geçirirken günün birinde keşke dersen, o zaman acımaz mısın?” Bunu duyduktan sonra kadın, hissettiği korkuya rağmen geçip adamın karşısına, “Tamam,” demiş. “Cesaretini, ortaya koyduğun yüreğini geri çevirmeyeceğim. Hepimizin yaşanmışlıkları var, evet, aşk sicillerimiz temiz olmayabilir, hayal kırıklıklarıyla dolu da olabilir. Ama vazgeçtim, kaçmak yok, söz bu kez, sen denersen eğer ben de denerim.” O andan itibaren her şey daha kolay olmaya başlamış. Çünkü kadın bunu sadece adama değil, kendine itiraf etmiş artık. Her ikisi de artık birbirlerinin dünyalarını keşfetmeye başlamışlar. Her seferinde bir yapbozun eksik kalan parçaları gibi tamamlandıklarını görerek...

Kadın, kadın olduğunu hissetmiş adamın yanında; adam özgüveniyle devam etmiş yoluna. Yormadan, yorulmadan; sıkmadan, sıkılmadan... Orta yolların da var olduğunu hatırlayarak. Her ikisi de birbirlerinin âşık oldukları özelliklerini değiştirmeye kalkmamışlar. Kadın adamı tam da böyle olduğu için, adam da kadını tam da böyle olduğu için sevmiş. Adam sadece olduğu gibi davranarak ve olduğu gibi kabul ederek, kadının gücüne güç katmış her geçen gün farkında olmadan. Ve kadın, bu masalı, bir kadına değerli bir birey ve daha da önemlisi düşünebilen güçlü bir kadın gibi hissettiren bu adamın varlığını bilsin diye, adama teşekkür etmek için yazmış. Şimdi her ikisi de birbirlerinin yüreklerinde mutlu mesut yaşarlarken kadın adam teşekkür etmek istemiş: Onu olduğu gibi kabul edip kalbinin kapılarını sonuna kadar açarak onu hayatına dâhil edip cesaretlendirdiği için. Olduğu gibi davranarak ve kadına değer vererek onun daha da güçlü olmasını sağladığı için. Kadının yüzleşmekten koktuklarıyla yüzleşmesini sağlayıp yoluna daha rahat, daha kolay, daha güçlü ve daha aydınlık devam etmesini sağladığı için. Kadının beyninin daha da üretkenleşmesini sağladığı için.

En önemlisi kadına, bir kadının ne olduğunu anlamasını sağlayıp ona kendini bir kadın gibi hissettirdiği için. Tam da umutlarının tükendiği anda “Hep bir umut vardır.” cümlesini hatırlattığı için. “Sen gerçekten iyi ki doğmuşsun, iyi ki varsın!” demek için.

Sizin de hayatınıza günün birinde böyle bir erkeğin dâhil olacağı dileğimle…
Sevgiler…

Başak Kaya

 
Hayata Dokun Derneği Kütüphanesi

Eğitimin sosyal hayatın desteklenmesi gereken yegane unsur olduğunu öngören Derneğimiz, 2012 yılından bu yana; Van, Muş, Tekirdağ, Diyarbakır, Trabzon ve İzmir illerindeki köy okullarına kütüphaneler açmaktadır. Her yıl ortalama 5 kütüphane açan derneğimizin...
DEVAMI...


Jehan Barbur Şarkılarıyla Hayata Dokunuyor Konseri

Sanatçı Jehan Barbur’un Hayata Dokun Derneği yararına verdiği konser İstanbul Bilgi Üniversitesi Mezunlar Derneği desteğiyle 26 Nisan 2013’te Bilgi Üniversitesi Kuştepe Ka...
DEVAMI...


Hayata Dokun’an Üniversiteler

2010’dan bu yana her yıl İstanbul Merkezli tüm devlet ve belli başlı özel üniversitelerde yapılan üniversite öğrencilerine yönelik gerçekleştirilen konferans...
DEVAMI...


Tüm projeler için tıklayınız