April 2024
SunMonTueWedThuFriSat
31123456
78910111213
14151617181920
21222324252627
2829301234
567891011
 

Doğanın Dengesinde Yitik Zamanlar

Küçücük bir çocuktum anneme ilk kez tokat attığında babam. Belki de benim için bir ilkti. Ama o tokadı defalarca yüzümde hissettim yıllar boyu. Anneme uyguladığı her şiddeti ta yüreğimde hissetmeyi öğrendiğimde daha dört yaşındaydım. Kız kardeşim bir yaşını dolduruyordu o yıllar. Her kavgada uyanırdı. Uyanmasın diye beşiğini sallardım gözyaşları içinde. Oyuncaklarımla oynamaktansa, aile içi şiddeti yaşayarak öğreniyordum. Gözlerimdeki acı ondandı işte.

Babam içkili olarak eve geldiğinde, kardeşimle ben battaniye altına saklanmayı öğrendik. Kardeşim üç yaşındaydı; bense altı… Battaniyenin altından anneme vurduğu yumruğu gördüğümde o yumruğa siper olmayı arzulamayı öğrendim. Hiç yapamadım ama. Altı yaşındaydım ve annemin acısına ağlamaktaydım. Babamın eve gelmesine yakın, komşuyu bizi akşam yemeğine davet ettirmeyi ikna etmeyi öğrendim. Annemi babamdan koruyabilecek tek özelliğim de plan kurabilmekti. Bunu öğrendiğimde yedi yaşındaydım. Eve gelecekti. Eşyaları kıracak, enerjisini boşaltacaktı. Bizse yan dairede sessizliği bekleyecektik. Eve döndüğümüzde ise sızmış olacaktı.

Ama tutmazdı planlar bazen. İşte o zaman annem fenalaşıp baygınlık geçirdiğinde “Bırakın, numara yapıyor!” diyen babamı kolonya şişesiyle yaralamayı arzulamayı öğrendim, ama şiddeti şiddetle engellenmeyeceği bilen ufacık da olsa bir beyine sahiptim.

On yaşındaydım. Annemin yanına sokuldum. “Gidelim.” dedim. Kız kardeşimin elinden tuttum. Onun eliyle birleştirdim ellerimizi. “Babasız büyümenizi istemiyorum.” dedi. “Babam mı? Nerede?” diye sordum. ‘Acılar öldürmüyorsa, güçlendirir.’ derler ya, işte o gün annemi, tek başına bir birey olabileceğine ve yanında evlatlarının olacağına ikna etmiştim. O gücü ona verirken ağlamadım. Bir gün sabahın terk edilebilir sessizliğinden faydalanarak annemin baba evine yola koyulduk. Artık biz üç kişilik bir aileydik.

Babam biz ayrıldıktan iki sene sonra ailesini dağıttığı sebepten hastalandı ve öldü. Alkolizm… Cenazesinden bir hafta sonra öğrendik öldüğünü. İyi ki söylememişlerdi. Orada olmayı istemezdim. Yasını tutamadım. İki damla yaş aktı sadece. Çünkü anneme vurduğu yumruklar boğazımda hala bir yumru olarak duruyordu. Yutkunamam. Her nefes alışımda hatırlarım. İçim acır. “Neden?”diye sorarım babamın hayaline. “Neden yaptın ki bunu?” Neden yıkmıştı bu yuvayı? Ve neden bizi varlığında bile babasız bırakmıştı? Neden yapmıştı bunu anneme? Ben ki onun bir damla gözyaşına sel olurum acımdan. Onu koruyamamış olmamdır belki de. Onun bizim için katlandığı her acıdan benim yüreğimde de büyük bir pay var bu yüzden. Pekiyi, nedendir çoktan gömülmüş babamı beynimde gömemeyişim? Ona söyleyecek o kadar çok şey var ki… Beynimdeki hayali sessizce gözlerime bakarken, artık o acıları yaşattığı çocuk olmadığımı mı düşünüyor? Ama ben onu bağışladım. Annemi artık üzemeyeceği için… Acıtamayacak artık onu. Sadece bunun için…

Aralık… Babamın anneme asla şiddet uygulayamayacağından emin olduğumuzun 19. Aralık… Babam bu ay öldü işte. Varlığından mutluluk duymak için çaba sarf ettiğimiz, ancak çabalarımızı hep boşa çıkarmış olan babamı her şeye rağmen affediyorum. Ama onun o mahcup, özür diler ifadesi hayalimde hep kalacak; bunu da biliyorum.

Büyüdüm. Bir eşim var. Ama baba olmak konusunda çekincelerim var. Onun gibi biri olmayacağım eşime karşı. Eminim. Ama “baba” kavramının benim algımdaki tanımını oturtamıyorum bir türlü. Travma böyle bir şey olsa gerek…

Hayata Dokun, benim geçmiş acılarımdan çıkardığım ders işte bu yüzden… Kadına yönelik şiddete “dur” demek için çırpınan bu çiçeği burnunda projenin içinde olmak, annemi şiddete karşı korumakta aciz kalmış, geçmişteki Doğan’ın diyet borcu…

Makalem hakkında, görüş ve önerilerinizi http://www.hayatadokun.net/?page_id=6 sayfasından bana iletebilirisiniz. Hayata Dokun ilke kararları gereğince kimlik ve iletişim bilgileriniz 3. Kişi ve kurumlarla paylaşılmayacaktır.

Sevgi ve Saygılarımla.

Doğan Özcan

 
Hayata Dokun Derneği Kütüphanesi

Eğitimin sosyal hayatın desteklenmesi gereken yegane unsur olduğunu öngören Derneğimiz, 2012 yılından bu yana; Van, Muş, Tekirdağ, Diyarbakır, Trabzon ve İzmir illerindeki köy okullarına kütüphaneler açmaktadır. Her yıl ortalama 5 kütüphane açan derneğimizin...
DEVAMI...


Jehan Barbur Şarkılarıyla Hayata Dokunuyor Konseri

Sanatçı Jehan Barbur’un Hayata Dokun Derneği yararına verdiği konser İstanbul Bilgi Üniversitesi Mezunlar Derneği desteğiyle 26 Nisan 2013’te Bilgi Üniversitesi Kuştepe Ka...
DEVAMI...


Hayata Dokun’an Üniversiteler

2010’dan bu yana her yıl İstanbul Merkezli tüm devlet ve belli başlı özel üniversitelerde yapılan üniversite öğrencilerine yönelik gerçekleştirilen konferans...
DEVAMI...


Tüm projeler için tıklayınız