en iyi sen bilirsin beni
söyle annem hiç ayırdım mı gülleri
pembeyi sarıya
kırmızıyı beyaza küstürdüm mü hiç
ellerim diken sıyrığı anne
sakındığıma batıyorlar
can dedim ateşe verdiler can evimi
gül dediler gülüm dedim
örse verdiler yüreğimi
ne zamandır ayağıma dolaşır pişmanlıklar
üstüne basıp ezdikçe çoğalıyor ahlar
kininiz kime dostlar
çetelesini tutmadım hiç
kaç kez tırmalandı şu yürek
bu ben miyim
aynanın yüzüme çarptığı bu hüzün benim mi
kim aldı gülüşlerimi
hanidir koruk bir üzüm tadı boğazımda demlenir
bir cendere ki sorma
yutkunsam olmaz tükürsem olmaz
dilimin ucunda kümelenir söyleyemediklerim
sözcükler kelepçeli anne
duygular gözaltında
faili meçhul uykular gecenin karasında
hani nazlı bir çeltiktim ben
nehirlere sevdalı
hani bir boy versem uzanıp güneşi öpecektim
ah anne ah
bırakmıyor arsız ayrıkotları
piç sürgünler sardı dallarımı
ben saklı ay ışığıyım anne
süzülürüm geceden
kimse görmez beni
el ayak çekilince
gider bir çocuğun gözlerine gömülürüm
çocuk gözlerini özledim anne
anladım ki büyümek bana göre değilmiş
anladım ki kelebeğin kozadan çıkma vakti
intihar arifesiymiş
maskeler anne
en çok maskeler gidiyor ağrıma
indirsem maskeyi çıplak kalsa sırtlanlar
sihirli değneğim olsaydı
dokunurdum tüm kötülüklere
bozardım şeytan oyunlarını
iyilik yağdırırdım yeryüzüne
mavi kanatlarım yok ki hiç olmadı
anla... anla işte
yatağına sığmayan nehirim ben anne
gün olur taşarım
taşarım da bentlerimi yıkarım
yıkarım da koyarlara dökülürüm
bulurum kardeş suları
renklerimi bölüşürüm
daha güçlü akarım yarınlara
gün ola düşürürüm maskeleri
dikensiz güller devşiririm
güzel günler adına
anla anne... anla işte
Sevgi ve Saygılarımla,
Nuriye Zeybek